Türkiye’yi deprem gerçeğiyle bir kez daha yüzleşti.
6.2’lik İstanbul depremi ve devam eden çok sayıda artçı, Türkiye’yi deprem gerçeğiyle bir kez daha yüzleştirdi. Uzmanlar, alınması gereken önlemler konusunda ciddi uyarılarını devam ettiriyorlar. Yakın geçmişte birçok acı deprem deneyimi yaşayan ülkemizde insanların bir kısmı, yeni depremlerle tekrar afet psikolojisine girdi. Bu durum da sürekli korku, panik, kaygı bozukluğu ve endişe halini getiriyor.
Psikolojik İlk Yardım Süreci
Acıbadem LifeClub Sağlıklı Yaşam Hizmetleri’nden Uzm. Psikolog Cansu Çelik, depremin psikolojik etkileri ve ilk yardım süreci hakkında şunları söyledi:
“Depremler, çeşitli duygusal ve zihinsel sağlık sorunlarına yol açarak, kişiler üzerinde yoğun psikolojik etkiler oluşturabilmektedir. Depremden kurtulanlar, akut stres, anksiyete, depresyon ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) gibi mental sağlık sorunları ile karşılaşabilirken; şiddetli korku, çaresizlik ve kontrolü kaybetme duygularını da yaşayabilmektedirler. Hali hazırda ruhsal sağlık problemi olan kişiler ise, bir deprem sonrasında ciddi psikolojik sorunlara karşı daha yüksek risk grubu içerisinde bulunuyorlar.
Felaketlerden hemen sonra profesyonel psikoterapi gibi derin psikolojik müdahaleler içeren yöntemlerden kaçınılır. İlk aşamada temel ihtiyaçlar ve güvenlik sağlanırken, sakinlik duygusunun güçlendirilmesi için hızlı ve pratik destekler ile psikolojik ilk yardım uygulamaları yapılabilmektedir. Kişilerin temel ihtiyaçlarını belirtmelerine yardımcı olmak, onları konuşma baskısı hissettirmeden dinlemek, sosyal desteğe/bilgiye/hizmete erişebilmelerini sağlamak önceliklendirilir.”
Uzun Vadeli Çözümler
Uzun vadeli çözümlerin de önemine değinen Acıbadem LifeClub Uzm. Psikoloğu Cansu Çelik, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Uzun vadede oluşabilecek psikolojik durumlar için ise bireysel ve grup terapileri, psikoeğitim, dayanıklılık geliştirme gibi ruh sağlığı hizmetlerine yönelik müdahaleler gerçekleştirilebilir. Yerel organizasyonlarla iş birliği yapmak, ruh sağlığı alanında uzman olmayan kişilere eğitim vermek, beslenme yöntemlerini kültürlere göre çeşitlendirmek gibi kültürel hizmetler sunmak, uzun vadede gerçekleştirilebilen etkili yöntemlerdendir.”