" /> " />

Gebelik psikolojisi / Prof.Dr. Aytül Çorapçıoğlu


Gebelikten ziyade gebelik dönemi sonrası bizim için daha riskli ve sıkıntılı dönemdir.

Gebelik döneminde, yeni bir bebek sahibi olmak, belirsiz bir sürecin içinde olmak, kendi sağlığını, bebeğin sağlığını düşünmek gibi özellikle gerginlik, anksiyete dediğimiz proslemler gözükebilir. Daha önce var olan ruhsal sorunlar, obsisif özellikler, takıntılar, panik, anksiteyete bozuklukları, yada şizofreni gibi problemler gebilik döneminde de devam edebilir veya aktive olabilir.

Bu dönemde en önemli şey var olan ilaç tedavisinin bebeğe ve anneye zarar vermelyecek şekilde yeniden düzenlenmesi dozların ayarlanması için mutlaka hekimlerine danışması gerekir.

Gebelikten ziyade gebelik dönemi sonrası bizim için daha riskli ve sıkıntılı dönemdir.

Özellikle çocukların etkilenmemesi için gebelik dönemindeki kadınlara neler önerirsiniz?

Doğum sonrası ilk bir yıl bizim postpartum dönem değimiz dönemdir. Bu dönem bir kadının sıkıntı geliştirmek için en yatkın olduğu dönemdir. Yani en riskli dönemdir. Bu dönemde bebeğe alışmak bebekle bir yaşama alışmak, sorumlulukların değişmesi, rolün ve kimliğin değişmesi. Daha önce kimsek eş, çalışan, çocuk bütün bu kimliklerin önüne geçek olan annelik kimliği ekleniyor. Çok keyifli güzel olmasına rağmen, çok da sorumluluk isteyen, gerginlik yaratan bir süreçtir. Bu dönemde çok sıklıkla kadınlarda depresyon görülür. Her dört ya da beş kadının birinde depresyon görülme ihtimali vardır.

Doğumdan sonra ki ilk on gün annelik hüznü ya da postpartum hüzün dediğimiz depresyonla karışan bir dönem geçirilir. Bu hemen hemen her iki kaının birinde görülür. Herhangi bir tedaviye gerek yoktur. Babanın biraz destek olması, zamanın geçmesi ile bu dönem on-onbşe gün kadar sürer ve geçer. Eğer bu dönem geçmez uzarsa, depresyon belirtileri devam ederse mutlaka yardım almak gerekir. Bir de her bin kadından birinde postpartum psikotik belirtiler, bebeği kabullenememe, gerçek dışı düşünceler, hatta bebeğe zarar verme eğilimi olacağından hastaneye yatarak tedavi görmelidir.

Dogumdan sonra kadınların depresyona girme ihtimali yüksektir. Yardım almayı kabul ediyorlar mı, yoksa görmezden mi geliyorlar?

Depresyon çok sinsi belirtilerle başlayabilir. Hayattan zevk alamama, mutsuzluk , gerginlik , yorgunluk, isteksizlik gibi belirtilerle başlar. Dönem olarak da çok yorgun olduğunuz bir dönem. Sürekli koşturma içindesinizdir, uyku dengeniz bozulmuştur, alışmış olduğunuz hayat tamamen değişir, bebeğe bağımlı bir hayat yaşamaya başlarsınız. Süt vermek başlıbaşına bir strestir birçok kadın için. Vücudunuz bozulur bunların hepsi zor süreçler, o nedenle bu dönemde depresyon belirtileri normalize edilebilir. Tabi canım bebek oldu uyuyamıyorsun onun için yorgunsun çok normal gibi bazen depresyonu atlayabiliriz. Dikkatli olmak lazım. Annelik depresyona yol açacak Bir şey değildir. Depresyon varsa bu bir hastalıktır ve mutlaka tanımak ve tedavi etmek gerekir.

Bu süreçte eşler nasıl yardımcı olabilir, babalara tavsiyeleriniz nelerdir?

Bizde evlilik altı kişilik gruplar halinde yapılır. Onun annesi babası, öbürünün annesi babası bizde genellikle işin çok içindedirler. Aile desteği bir anlamda çok önemli. O çifti bebek bakma konusunda yalınız bırkmamak, deneyimli annelerin, kayınvalidelerin işin içinde olması bazen faydalı olabiliyor ama bazen bu babaların sorumluluk almasını geçiktiren bir durum oluyor. O Bebeğe bakma sorumluluğunun o iki insanın olduğunu unutmamalıyız. Ebeveynlerinyardımı fikir vermek, destek vermek tarzında olmalı, ailenin düzenini bozan bir düzeye çekmemeliler. Babalar da sakın kenarda durum çekinmesinler.