İki Ayda On Kilo Nasıl Verdim?


Nasıl Yaptım?

Güne her başladığımızda, büyük bi motivasyonla okuduğumuz diyet programlarını uygulamak isteyip akşam olmadan pes ediyoruz çoğu zaman.  Ha bugün başladım, olmadı yarın başlarım, yok yok pazartesi kesin başlıyorum deyip te, kendimizi alışmadığımız kalıplara ve kurallara sokuyoruz farkında olmadan. Aslında çoğu diyet programının doğru bir yöntem olduğuna inanıyoruz. Yani, sonuçta beslenmenin nasıl olması gerektiğiyle ilgili birçok donanım edinmiş insanları dinliyoruz. Ama başkalarını dinlemek o kadar kolay gelmeyebiliyor. Çünkü kilo verme başlı başına insanın kendi psikolojisiyle verdiği bi savaşa girmek demek aslına bakarsanız. Psikoloji hakkında konuşacak kadar profesyonel bi insan olmadığım için bu konunun ayrıntılarına giremeyeceğim fakat siz zaten bunu benim gibi bizzat tecrübe ettiğinizden, kilo verme ile psikolojinin birbirinden ayrı tutulamayacağını anlarsınız.

Kilo verme hakkında nasıl bi program yapmanız gerektiğini söylemeyeceğim. Çünkü ne bir diyetisyenim ne de bir psikolog. Ama senelerdir birçok diyet ve spor yönetemlerini denediğimi, bi birikim kazandığımı görüyorum. Bunun sonucunda çoğu zaman pes ettiğimi, 1- 2 kilo verip geri aldığımı, sıkıldığımı, "en çok beslenmeme ben dikkat ediyorum, en az ben yiyorum ama veremiyorum" deyip isyan ettiğimi biliyorum. Yine başkalarından fizik olarak eksik hissettiğimi, ulaşmak istediğim fiziğe hiç kavuşamayacağımı ve balık etliysen balık etli kalırsın inancına girdiğimi biliyorum. Eminim ki bunları okurken " aaa ben!" dediğinizi duyar gibiyim.

Ve şu an bunları, yalnız olmadığınız için ve ben yaptıysam sizin hayli hayli yapabileceğinize inandığım için yazıyorum. Ve ilk adıma geçiyorum.

  • Motivasyon sizsiniz!

Bunun için motivasyonunuz her zaman var. Fakat bunun kırılmasındaki asıl sebep, yakın geleceğe odaklanıp uzak geleceği hayal edememeniz. Hayal etmek, ardından hemen hayal kırıklığı getiriyorsa bi kalıba sokmayın ve "salın kendinizi!" Süre biçmeyin sonuca ulaşmak için. Unutmayın acele eden, ecele gider! Sadece "İSTİYORUM" deyin. Olumlamalar sizi sonuca ulaştıracaktır ve olumsuz hiç bir kelimeyi kullanmayın. (Yapabiliyorum, mutluyum, kendimi seviyorum, başaracağım, daha güzel olacağım...) Biraz narsistikten de kimseye zarar gelmez :) Bu arada burda kararlılık kelimesini kullanmıyorum. Bana yine kendini kalıba sokmak gibi geliyor. Dediğim gibi konunun özü kendinizi mecbur hissetmeden, diyet programlarını uygulamaya çalışmadan, kasmadan "ALIŞKANLIKLAR" edinmeniz.

  •  Markete sakın aç gitmeyin ve işlenmiş, ambalajlı, paketli hiçbir ürüne dokunmayın!

Markete gidince "hangi diyet yiyecekleri almanız gerekiyor"dan çok, belirli yiyeceklere dokunmadan istediğinizi alabilirsiniz inancını taşımanızı istiyorum. Emin olun market mastafınız da azalacak. Abuk subuk pahalı diyet ürünleri almanıza hiç gerek yok. Bu konu çok önemli çünkü kilo vermenize en çok fayda sağlayacak, motivasyonunuzu bile destekleyecek kısım burası. Boğaz! Bu yiyeceklerin neler olduğunu biliyorsunuz ama ben yine de değineceğim.

  • Üç beyazı kesin!

Aile evindeyseniz bile içinde un, şeker ve yağ (evet tuz değil o beyazın teki yağ!) olan hiçbir şeye dokunmama alışkanlığı edinirseniz, zaten mükkemmel bi diyetinizi oluşturmak üzeresiniz. Vücudun yağa ihtiyacı var tabi. Ama bunu zeytin yağından kuruyemişten, peynir, yoğurt, süt gibi gıdalardan kaliteli olarak faydalanabilirsiniz. Ekmek yine illa kullanacaksanız tam buğday ekmeğinizi yemenizde bi zarar yok. Emin olun beyaz ekmek gibi karbonhidrat alışkanlığı yapmıyor ve 1- 2 dilim doyuruyor. Onun dısında yine meyvedeki, sütteki şekeri kesmenizin kendinizi cok zorlamanın hiç bi faydası yok. Emin olun kendinizi çok kısıtlarsanız gece sonunda kendinizi bi kova yağda patlamış mısırın önünde bulabilirsiniz. 

  • Nefsinizi zorlamayın!

Başta da dediğim gibi bunun psikolojik bi savaşa dönüşmesine izin vermeyin. Dolabınızdan muz, elma, şeftali, bal gibi gıdaları eksik etmeyin. ara öğünlerde meyvelerinizi atıştırın. Zaten kilolarca yiyecek haliniz de yok.:) Akşam olunca aklınız yeter ki tatlı, aburcubur aramasın. O yüzden yeyin. Sonuçta siz kilo vermek istiyorsunuz, parçalı vücut yapmaya çalışmıyorsunuz.

  • Proteinsiz gününüz olmasın!

Unutmayın ki en kaliteli protein "yumurta"dır. Hem uzun uzadıya pişirme derdi olmayan, her zaman dolabınızda bulundurabileceğiniz ucuz ve çok iyi bi protein. Örneğin ben her kahvaltıda mutlaka 2 haslanmış yumurtamı (proteinimi) eksik etmiyorum. Bu sizin kilo verirken vücudunuzun sarkmamasına, yağ yakımına çok destek olacaktır. Yumurta hem tok ta tutar, ekmek (karbonhidrat) gibi acıktırmaz. Bunun dışında tavada, fırında az zeytin yağı ve tavuk göğüs etiyle, kuşbaşıyla, sebzelerle çok güzel yemekler yapabilirsiniz. Ama sabah yumurtasını asla es geçmeyin!

  • Akşam saatlerinde yemek

Akşam belirli saatten sonra yemek kesmek gibi bi kural sizi yine zora sokabilir. Ve buna hiç gerek te yok açıkçası. Dolabınızda zaten sağlıklı yiyecekler var. Ama uzun uzadıya akşam yemeklerinden çok; atıştırma tarzında, belki bir muz, belki istediğiniz kadar salatalık, salata, haşlanmış sebze hatta haşlanmış bir patates tüketebilirsiniz. Yatmadan 2 saat öncesine kadar bu tür hiyecekler midenizi zorlamayacak ve sizi hantal hissettirmeyecektir.

  • Atıştırın, açlığınızı yatıştırın!

Özellikle çiğ sebzelerle mutlaka yanınızda atıştırmalık bulundurun. Limit yok!

  • Sosyal, hareketli bi aktivite edinin!

İlginizin olduğu alanda bi uğraşınızın olması özgüven ve ruh halinizi besleyecek ve sizi her zaman ayakta tutacaktır. Olmak istediğiniz insana ulaşmanızda, günlük düzenli yarım saat yürüyüş bile "kendiniz için birşeyler yaptığınızı hissetmek" sizi çok motive edecektir.

Emin olun bu şekilde ahım şahım bi düzen yaratmaya çalışmadan bi düzenin içine girmiş olacaksınız. Hatta eskiden aradığınız o zararlı atıştırmalık ve yiyecekleri görünce canınız bile istemeyecek. Akşam yemekleri yeseniz bile sizi rahatsız edecek. Yapmaya calıştığınız düzen, kopamadığınız mevcut düzen haline gelecek. 

Size kısaca, lise çağımdan beri uğraşıp veremediğim kiloların asıl sebebinin; doğru bildiğim yanlışlar yüzünden olduğunu, aslında bu hayatın benim olduğunu ve ne bir diyetisyenin ne de bir psikoloğun bana yardım edebilceğini anlatmak istedim. 75 kiloları gördüm, en son 66 kilodan aşağı inemedim ama şu an 56 kilo stabilim.

Unutmayın! Herkes kendi kendinin doktorudur. Belki köşemde kendinize ait bişeyler gördünüz belki de göremediniz ama sonuç olarak sizi en iyi anlayan da sizsiniz, en iyi çare olacak ta. Sevgiyle, umutla, sağlıcakla kalın.:)

                                                                                                                                                                                                                                                                    Ezgi METİN
Womanlife Editörü