Sanki hayatın sırrı kibrit çöpü olmakta
Sanki zayıflayınca derdimiz tasamız bitecek. Pembe panjurlu evimizde beyaz atlı prensimizle hayatımızın sonuna kadar pek bir bahtiyar olacağız. Mı acaba?
Niye kilo vermek istiyoruz?
Sahi neden takıntılıyız bu kadar zayıf olmaya?
Sıska olmak moda diye mi?
Dergi kapaklarındaki incecik modellere bakıp “çırpı bacaklı” olma sevdasına mı düştük?
3 günlük şok diyetlerle zayıflamak kendimize bir meydan okuyuş mu acaba?
Kilo vermek bizzat ve şahsen bizim isteğimiz mi yoksa her şeyi pek bir bilen toplumumuzun isteği mi?
Biz mi kendimizi kilolu buluyoruz başkaları mı kilolu buluyor bizi?
Vücut tipimize aykırı bir istekte mi bulunuyoruz yoksa?
Aslında kilolu bile değil miyiz?Yukarıdaki sorulardan bir tanesine bile evet diyorsanız, sizin kilo vermeye ihtiyacınız yok, söyleyeyim. Boşu boşuna süper kadın- süper erkek olacağız diye zayıflama haplarıyla, her gün yenisi çıkan çeşit çeşit şok diyetlerle, yağ aldırma operasyonları ile kendinizi heba etmeyin.
Şimdi aşağıdaki sorulara bakalım:
Sağlıklı olmak için mi kilo vermek istiyorsunuz?
Üstünüzde bir ağırlık mı hissediyorsunuz?
Hafiflemek mi istiyorsunuz?
Zayıf halinizle ne yapacağınızı biliyor musunuz?
Mesela “daha aktif bir hayatım olacak” diyor musunuz?
Dolapta bekleyen ideal kilo kot pantalonunuza tekrar sığmak mı istiyorsunuz?
Bu sorulardan bir tanesine bile evet diye cevap verdiyseniz siz son derece bilinçli bir şekilde kilo vermek istiyorsunuz ve ayrıca da gerçekten de kilo vermeye ihtiyacınız var. Aslında ne yapacağınızı biliyorsunuz. Şok diyetlere, mucize haplara, sihirli formüllere ihtiyacınız yok.
Yol belli, yordam belli, hedef belli.