UZUN VE SAĞLIKLI YAŞAMIN SIRRI: LONGEVITY


Yaşam süresini uzatmak ve yaşlanmayı geciktirmek, tarih boyunca insanlığın en büyük hedefleri arasında yer almıştır. 

Yakın gelecekte, insanın doğumdan sonra kaza ya da ciddi bir enfeksiyon geçirmediği sürece tahminen 120-150 yılına kadar yaşayabileceği tahmin ediliyor. Yani mükemmel şartlarda, insan için yaklaşık 1,5 asırlık bir yaşam genetik olarak vadediliyor.

Vasat şartlarda bile bilimsel araştırmalar, doğru yaşam tarzı seçimleri ve yenilikçi tedavi yöntemleriyle sağlıklı bir uzun ömür elde etmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Bu süre de yaklaşık olarak 115 yaş civarı.

Bahsedilen rakamlarda uzun ve sağlıklı yaşam bugün ütopik gibi görünse de, hızla gelişen teknoloji ve longevity üzerine yapılan çalışmalarla bunun mümkün olması öngörülüyor.

Sağlıklı Yaşlanmak Mümkün

Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Derya Işık, longevity kavramı ile ilgili olarak şunları söyledi: “Bilim, uzun ve sağlıklı bir yaşam için umut vaat eden yollar sunuyor. Longevity, sadece yaşam süresini uzatmak değil, yaşam kalitesini artırmakla da ilgilidir. Sağlıklı bir diyet, düzenli fiziksel aktivite, yenilikçi tedavi yöntemleri ve psikolojik iyilik hali, bu hedefe ulaşmada en güçlü araçlardır.

Yaşlanma, hücresel düzeyde genetik, metabolik ve çevresel faktörlerin karmaşık etkileşimi sonucu meydana gelir. Genetik faktörler, telomer kısalması, DNA hasarı ve epigenetik değişiklikler yoluyla hücrelerin yaşlanmasını sağlar. Yaşlanmaya ve ölüme dair doğuştan getirdiğimiz bu genetik program metabolik faktörler, oksidatif stres, glikasyon ürünleri ve enerji üretimindeki bozulmalarla ilişkili olarak yolundan sapmış bir şekilde işleyebilir.  Çevresel faktörler ise yaşam tarzı, diyet, fiziksel aktivite ve toksinlere maruz kalma gibi dış etkenlerle yaşlanma sürecini şekillendirir. Tüm bu süreçler, zamanla hücresel işlevlerin azalmasına, doku hasarına ve organizmanın genel yaşlanmasına yol açar.

Yaşlanma kaçınılmazdır, ancak sağlıklı bir şekilde yaşlanmak mümkündür. Bilim, hücrelerimizin nasıl yaşlandığını ve bu süreci yavaşlatmak için neler yapılabileceğini giderek daha iyi anlıyor.”

Genç ve Sağlıklı Kalmanın 3 Anahtarı

Hücre sağlığının bu konuda çok önemli bir faktör olduğuna dikkat çeken  Dr. Derya Işık, genç ve sağlıklı kalmanın 3 yolunu ise şöyle anlattı:

1. Hücrelerimiz yaşlandıkça, kromozomlarımızın uçlarındaki “koruyucu kapaklar” olan telomerler kısalır. Bu kısalma, hücrelerin ömrünü kısaltır. Düzenli egzersiz, sağlıklı bir diyet ve stresi azaltmak, telomerlerinizi korumaya yardımcı olabilir. Ayrıca, telomerlerinizi destekleyen gıdalar (örneğin, antioksidan içeren sebze ve meyveler) tüketerek hücrelerinizi genç tutabilirsiniz.

2. Hücrelerimizin enerji üretim merkezi olan mitokondriler, yaşlandıkça daha az etkili hale gelir. Bu, enerji düşüklüğüne ve yaşlanma belirtilerine yol açabilir. Düzenli fiziksel aktivite, mitokondrilerinizi destekler. Ayrıca, B vitamini içeren besinler tüketmek ve uyku düzeninize dikkat etmek, enerji seviyenizi yüksek tutmanıza yardımcı olur.

3. Genlerimiz sadece kalıtımımızı değil, nasıl yaşlandığımızı da etkiler. Ancak genlerin çalışma şekli, çevremiz ve yaşam tarzımızla değişebilir. Bu nasıl mümkün olabilir peki? Bir örnek üzerinden bu konuya açıklık getirmek istiyorum. BRCA1 ve BRCA2 genleri taşıyan her insan meme veya yumurtalık kanseri olmuyor. Yapılan çalışmalar çevresel toksinlere maruziyet ve kötü beslenmeye ek metabolik hastalıkların yani epigenetik faktörlerin mevcut genlerin aktivasyonunda etkili olduğunu ortaya koymaktadır. Sağlıklı beslenerek, düzenli egzersiz yaparak ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durarak genlerinizin “doğru çalışmasını” sağlayabilirsiniz.

Hücrelerimizi sağlıklı tutmak, uzun ve kaliteli bir yaşamın anahtarıdır. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyerek ve vücudunuza iyi bakarak, yaşlanmayı yavaşlatabilir ve kendinizi daha genç hissedebilirsiniz.

 

 

Etiketler : LONGEVITY